Hatice Hamarat ÖZKAN

Karantina Günleri

Hatice Hamarat ÖZKAN

Günlerden 26 Ağustos çalıştığım iş yerinde Corona vakasının yoğunlaşması ve alınmayan önlemlere tedbir olsun diye çocuklarım, eşim, annem, babam, ailem ve sevdiklerime sebep olmayı engellemek için test yaptırıp emin olmak istedim. Hiç beklemediğim sonuç Pozitif ile karşılaştım. Evet ailemi koruma süreci başladı en azından negatif olduğumu düşünerek aileme bilmeden zarar vermem engellenmiş oldu. Ancak pozitif olunca devletin ne kadar yetersiz ve insanların ne kadar çaresiz kaldığını net görmemi sağladı. Şükür iyiyim Sağlık olarak hiç bir sorunum yok ancak, sağlıklı olduğum halde ben bile bu yetersizlikten baya rahatsızlık duydum. Bu süreci ağır geçiren kişiler için ne kadar zor bir dönem olduğunu tahmin edebiliyorum.
Bu yazıyı yazmamdaki en büyük sebep insanların yersiz rahatlığında, davulun sesi uzakta hoş olsa da yakınında çekilecek bir gürültü olmadığını bir nebze hatırlatmak istemek. Sevdiklerini üzdüğünü görmek, istemeden de olsa onlara zarar verme ihtimali ve bu verdiğimiz zarar yüzünden acı çektiklerini görmenin yükü inanın insanı kambur etmeye yeter. Maske takmadan toplum içine çıkmadığım halde, mesafeye dikkat ettiğim halde maalesef pozitif çıktım. İşten gelince duş almadan eve girmediğim halde çocuklarımı koklamaya hasret kalmama rağmen istemeden de olsa onlara psikolojik de olsa zarar verdim. Bu sürecin sadece fiziksel değil, psikolojik de büyük bir süreç olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Bu karantina döneminde anladığım en büyük şey sağlığın önemi ve özellikle de sevdiklerimin sağlığının herşeyden daha önemli olmasını daha net anlamış olmak. Oda hapsine girmek kolay olmasa da hastanede olup yavrularımın sesini duymadan yaşama düşüncesi bile ne kadar ağır geldiğini yaşamayan bilemez. Bu dönemde garantici yapıma bir daha teşekkür etme gereği duydum eğer her konuda kendimi garantiye alma huyum olmasaydı belki aileme sarılmaya hasretlikten öte onlara sebep olmanın ağır yükü içinde ezilmiş olacaktım. Bu karantinada daha çok düşünme zamanı buldum ve şunları çok net anladım.
İnsanlar çok ufak saçma olaylar için birbirini kırıyor bu hayatta candan öte birşey yok, sağlık ve sevgi varsa herşey teferruat. Maddi durumlar için, saçma sapan beklentiler için kırılan onca kalp görüyorum çevremde, üzülüyorum bu şekilde yaşadığını sanan onca yüreğe. Eğer seviyor ve seviliyor iseniz, sağlığınız yerinde ise insanlar ve insanlık için Yaradanın rızasına nail olmuş iseniz emin olun dünyanın en zengin ve mutlu insanısınız. Çünkü ne yaparsanız yapın, bu 3 değer yoksa elinizde bilin ki maddi servet olsa da kendinizi hep uçurum kenarında kalmış ve eksik hissedeceksiniz.
Saygı değer okurlarım, Hayat hicbirimize adil davranmıyor diye düşünüyoruz çoğu zaman ama şu bakış açısı ile değişin bu düşünceyi. Hepimiz ettiklerimizi çekmeden ölmeyeceğiz, birinin kalbini kırdıysak, kınadıysak mutlaka yaşayacağız, Dedikodu ettiysek onun da vebali elbet dolanacak ayaklarımıza, en önemlisi de çocukken hayalini kurduğunuz onca bilinç altında kurulan kodlar biz unutsak da o çevrelemeden bırakmayacak hiç bizi. Hayata bakarken bunları göz önünde bulundurarak yaşarsak, emin olun biz birilerine adil olmaya başlayınca hayat da bize adil olduğuna sizde şahit olacaksınız. Mutlulukların peşinizden ayrılmayacağı nice yıllar diliyorum...
 

Yorumlar 3
Mehmet YAŞAR 03 Eylül 2020 21:26

Aslında peşinden koşturduğumuz şeyler ne kadar da boş. En kısa zamanda sağlığına ve ailene kavuşman dileğiyle... Allah şifalar versin.

Alparslan Yılmaz 03 Eylül 2020 09:31

Çok geçmiş olsun Hatice Hanım. Çok güzel bir yazı olmuş. Hayatın koşturmacası içerisinde kötü şeylerin birgün bizimde başımıza gelebileceğini düşünmüyoruz maalesef. Çok güzel anlatmışsınız Teşekkürler

Fikret Cancan 02 Eylül 2020 23:28

Sevgi dolu bir insansınız inşallah en kısa zamanda ileşirsınız tekrar sizi aramızda görmek mutlu edecektir bizi

Yazarın Diğer Yazıları